Paris’te
bir takım adamlar tuhaf şeyler yapıyorlar.
Aslında
bunu uzun süredir yapıyorlar da yeni yeni popüler olmaya başladılar. 30 kişi
ile yola çıkan “Urban Experiment” adındaki sanat eserlerini koruma timi
yaklaşık bir yıllık çalışmanın ardından Paris Belediyesinin bodrumunda bulunan “Paris
Yeraltı Haritası”nı çaldıklarında ilk büyük eylemlerini de gerçekleştirmiş
oldular.
Bu
eylemin ardından Urban ekibi, Paris’in bütün yeraltı kanallarını, bölgelerini
teker teker ele geçirip orada çeşitli etkinlikler yapmaya başladılar. Yaptıkları
eylemlerden biri de “Yeraltı Film Gösterimleri” adını taşıyor. Herhalde adının
hakkını veren tek oluşum olan “Yeraltı Film Gösterimleri” Urban üyelerinin film
üzerine konuşması ardından da bütün teçhizatı toplayıp ortalıktan kaybolmasıyla
sona eriyor.
Urban’ın
“Koruyucu Tim” özelliği ise çeşitli sanat eserlerini müzelerden çalıp,
yeraltında onardıktan sonra tekrar yerine koymasıyla gerçekleşiyor. Aralarında
paha biçilmez tabloların da bulunduğu bazı eserleri (Rembrandt ya da Schiele
eserleri de bunlara dâhil) yine yeraltından bir şekilde girdikleri müzelerden
çalıyorlar, daha sonra birkaç hafta boyunca bu eserlere gerekli onarım ve
restorasyonu yaptıktan sonra geri yerine koyuyorlar.
Urban’ın
asıl amacı bu eserlerin bulunduğu müzelerin güvenlik zafiyetini gündeme
getirmek. Bazen girdikleri müze ya da sanat evlerine güvenliği nasıl daha sıkı
hale getireceklerine dair öneri yazıları bırakıyorlar. Grubun bazı üyeleri bu
eylemler sırasında gözaltına alınmış olsa da, ortaya çıkan popülerlik ve ekibe
duyulan saygı ve sevginin de etkisiyle hiçbir gözaltı hukuki bir boyuta
taşınmamış.
![]() |
Restore edilen bazı eserler |
Kimilerine
göre “elit sanat sevicileri” olan, kimilerine göre de 21. yüzyılın gizli sanat
kahramanları olan Urban üyeleri bugün eskiye nazaran daha az eylemde bulunsalar
da çok özel bir konumda bulunmaya devam ediyorlar.
Yaratıcı
eylem biçimleri üzerine yeniden düşünmeye sevk eden bu oluşum bulundukları
siyasi konjonktürde “cesur” davranabilme rahatlığına da sahipler (Yani,
Demokratik ve Sanatsever Fransız toplumu “cesur” olmaya elverişli bir ülke
yaratmıştır demek istiyorum). Ama benzer muasır medeniyet seviyesine henüz ulaşamamış
ülkelerde (Örneğin Türkiye Muz Cumhuriyeti’nde) böyle bir tim olsaydı
sonuçları ne olurdu o da ayrıca tartışılması gereken bir konu. Biz şimdilik
Urban’ı uzaktan sevmeye devam edeceğiz gibi görünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder