Köşk gösterimlerinde son aya
girerken, içtiğimiz o kadar Köşk ıhlamurunun, Köşk kahvesinin hatırına ve
azalan seyirci sayısına, (önce önden arkaya doğru, sonra da arkadan öne doğru
saysak kaç tane fincan) gelirken gördüğümüz konferanslar ve kanaatler ve
Öyleyse kısa filmler seçelim, 2
Mayıs 2012 - Dünya Sinemasından Kısa Film Örnekleri.
1) Film (1965) – Yönetmen: Alan Schneider
Rükneddin’in ve benim pek bir
sevdiğimiz, güzide Beckett’ımızın sinema için yazdığı ilk ve tek senaryo. Algılanmayarak,
bir başka varlığın duyumsamasından kaçarak, geçmişini yok ederek hiçliğe
varabileceğini, yok olabileceğini öngören bir adamı anlatan film, aslında 2
Mayıs haftasındaki gösterimin varlık sebebi ve en ağır atıydı. Hal böyleyken,
bir Beckett filmi de, tıpkı bir Beckett kitabının arka kapağındaki, Ayrıntı
yayınları tarafından yazılan, o çok saçma “zor metinlerden hoşlananlara”
etiketlemesine maruz kalarak salonda uykulu anlar yaşanmasına sebebiyet verdi. Hemen
ardından ise,
2) Der Stadtstreicher (1966) – Sokak Serserisi – Yönetmen:
Rainer Werner Fassbinder
İkinci hamleyi Fassbinder’le
yaptık. O güne kadar Köşk’te gösterdiğimiz iki ya da üç Fassbinder filmine
temel oluşturmaya çalıştık. Ne de olsa her Fassbinder filmi, bir diğerinden
izler taşırdı.
3) En Rachâchant (1982) –
Yönetmen: Jean-Marie Straub ve Daniéle Huillet
O tuhaf sinema dilleriyle
izleyicileri tuhaf duygulara ve düşüncelere sevk eden bu ikilimiz, okula gitmek
istemeyen bir çocuğun(aslında kendi çocuklarının) rasyonel nedenlerini bir de
bizim Köşk salonunda sıraladı. Bu girişimleri neticesinde de herkesçe pek
sevildiler.
Straub ve Huillet uzmanı Rükneddin
S., 2010’da Fransa’da, ardından da 2011’de Almanya’da verdiği bir dizi
konferansın ardından, Türkiye’deki ilk konferansını o gün yine Köşk’te
gerçekleştirerek gösterime gelenlere bu ikiliye dair değişik bakış açıları
kazandırdı.
4) La Petite Mort (2000) – Küçük
Ölüm – Yönetmen: François Ozon
5) X2000 (1998) – Yönetmen:
François Ozon
Son dönemki filmlerinden pek
hoşnut olmadığımız ve her yeni filminde o ilk dönemindeki delişmenliğini
aradığımız Fransız yönetmenin, eski günlerini yad etmek için ondan da iki güzel
film gösterdik ve salondaki herkesin kalbini çaldık.
6) Valgaften (1998) – Seçim
Gecesi – Yönetmen: Anders Thomas Jensen
Irkçılığa dair yeni söylemlerde
bulunan, Danimarka’nın parlak çocuklarından Jensen’in bu filmi, sonunda çalan
Ankaralı Turgut şarkısıyla filmin eğlencesine eğlence katıp, salondakileri
şaşkınlığa sürükledi. Filmin beğenilmeyen tarafı ise, adeta “hadi Oscar
kazanalım” düşüncesiyle yapılmış bir sentetikliğe sahip olması oldu. Fakat
salondaki herkes defterinin Danimarka sineması bölümüne Anders Thomas
Jensen’i eklemeyi ihmal etmedi.
7) Orhan Atasoy’un Gemiler klibi.
Kapanışı da bu efsanevi kliple
yapıp bir gösterimi daha nihayete erdirdik. Bugün izlendiğinde bile uçtalığıyla,
bizleri elimizdeki ıhlamurları pantolonumuzla bütünleştirmeye özendiren klip, 2
Mayıs’ı sadece ve sadece takvimlerde bir gün olarak kalmaktan çıkaracak
cinstendi.
O kadar kısa film. O kadar kısa
sandalyeler. Bu dönemin son 2 gösterimine doğru, bir yığın projeyle birlikte,
ayıptır söylemesi ekmek arası tavuk döner yemeye, çimlere. O hafta da bunlar bunlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder