Bugün neden Friday. Gülünce insan derebeyi olur demişti
Tolstoy. Benim çoluğuma bırakacağım Nirvana albümü vav. Ama aralarında Layne.
Şarkı denen şey çok yakın bir ilişki içinde şeyle. Attila İlhan mesela. Bir
mesela olarak Attila İlhan, mutlaka ve mutlaka roman yazıp şiiri bırakmalı ve
Müjgan’a neden aşk şarkıları. Fransa olmayaydı yerli kültür denen şey yerli
kültür olur mu.
Unuttuğum kadarını söylüyorum. Pop – Muhalefet ne güzel bir
şey. Mesela bak şimdi Filintalar’a. Herkes kızgın di mi. Herkes şikayetçi. Ne
bileyim Başbağan bir şey söylüyor sonra hep beraber hooop diye tepki
koyuyorlar. Ve bu kadar. Slogan üretip bağırıyorlar. Sadece Filintalar da değil
hepsinde allahım nasıl bir klişe. Yani şimdi şu “Benim Bedenim Benim Kararım”
olayı var ya. Sen bu sloganla nereye gideceksin abla. Bu nasıl bir klişe ki
hüüüp diye sarmalıyor herkesi. Çoluk
çocuk herkes yazıyor bedenine bir şeyler. Bu tam bir Şair lanetidir. Gidin
araştırın bu sloganı bulan kişi kesin şiir de yazıyordur.
Bu karşılıklı etkileşim Klişenin gücüne hayran bırakıyor
insanı. O nasıl bir haledir sarıyor o nasıl bir güçtür yayılıyor. Amargi dedik
Kaos GL dedik hani hakikatten memlekette bir şey yapmaya çalışan tüzel
kuruluşlar niye bu popülizm hevesi. Yaratıcı bir şey bulmak için niye slogana
kaçılıyor. Bu mu yani. Bu mudur mücadele şekli “Benim Bedenim Benim Kararım”
dört tane kelime de anca bu kadar mülkiyetçilik yapılır. Anca bu kadar klişeye
düşülür.
Bu coğrafya insanının genel özelliklerinden biri hareketin
direk eylemde başlamasıdır, düşüncede değil. Sineması da dahil neye baksan
görürsün bunu. Kap senaryo çek film. Hiç sallama gerisini. Anında cevap. Anında
posta. Bir sürü iddialı cümle. Zeki bile Demirkubuz 387 tane röportaj verdi
adam Yeraltı ile ilgili. Madem bu kadar anlatacaktın hiç çekmeseydin abi.
Üstüne konuşmak için film çekilir mi. Her sahneyi anlatmış. Her noktaya bir
açıklık getirmiş. E niye izleyeyim ben şindi bu filmi? Göreceğim ne kaldı?
Neyse Kürtaj eylemlerinden bahsediyorduk. Sıfır düşünce bin
slogan. Sonra bir kaldırıyorsun altı bomboş.
Akp’ye gerçekten bir şey anlatamayacağını biliyor herkes. Peki Şov
dışında ne kalıyor geriye? Şuna yakın bir şey : Hiç.
"Omlet Cinayettir" dışında ciddi bir yaratıcılık göremedim
üretilen şeylerde. Bunların hiçbirinin bir işe yaramayacağını da herkes iyi
biliyor. Tiyatrocular bağırdı çağırdı ne oldu? (Ki bence asıl tiyatrocular
Başbağan’dan önce davranıp kendilerini devletten soyutlamalıydılar) Ya da bir
sürü başka olayda gösterilen tepkiler.
Neyse ya. Nerden yazıyosam şimdi böyle politik politik
şeyleri. Eyüp şey miyim lan ben. Hani şu Elif Shafak’ın kocası. Eyüp… Valla
hatırlamadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder