25 Temmuz 2012 Çarşamba

Urszula Antoniak'a Açık Mektub


Sevgili Urszula

Bir tavsiye üzerine Nothing Personal adlı filmini izlemeye karar verdim.



Açtım Torrent’i, buldum filmini, başladım indirmeye. Varolsun kısa bir sürede indi film, ben de işte, topladım masayı falan, koydum koltuğu ekranın karşısına başladım filmini izlemeye. Aradan yaklaşık dört dakika geçmişti ki, filminin birinci bölümünün ismi ekranda beliriverdi:

Nothing Personal. Bölüm 1 :Yalnızlık.

Bak Urszula, filmi çektiğin yıl 2009 tamam mı? Şimdi allahın ve kitabın varsa da yoksa da söyle, böyle bir dünyada hem de böyle bir yılda herhangi bir filme Bölüm 1 : Yalnızlık diye başlanır mı? Hayır hiç mi Klişe diye bir şey duymadın. Hiç mi orijinal bir kitap okumadın, film izlemedin. Ya da koskoca film setinde biri gelip de demedi mi, “Urszula, Bölüm 1 : Yalnızlık diye filme başlanır mı kızım, Puma belgeseli çek daha iyi” diye.

Şimdi bu film başyapıt olsa ne olur olmasa ne olur. Önyargılı olmayayım, filmi biraz daha izleyeyim, belki Urszula parodi falan yapmıştır dedim bu kez ikinci bölüm başladı : Bir İlişkinin Bitişi.

Kaç yaşında kadınsın Urszula, lise günlüğü mü tutuyorsun, oradan mı alıyorsun bu başlıkları allahını yersen. Bak Urszula, ilginç bir karakter yaratmak için, yollara düşen, ona buna psikopat gibi davranan sonradan da  iyi niyetli olan gerzek bir kızı bulmana hiç gerek yok. Sen kendin yeterince ilginç bir karaktersin bence. Oldukça personal bir film yaparsan mutlaka daha başarılı olursun.


Bu sahne güzeldi aslında ha.



Sen yürürlükte olan kullanımıyla tam bir kadın yönetmensin Urszula. Yani Kadın denilen şey aynen günlük hayatta olduğu gibi basit meseleler üzerinde sorunsallaşmış bir şey senin filmlerinde. Senin de bildiğin gibi depresyonda olan ya da acı çeken bir kız ya sevgilisinden ayrılmıştır ya da sevgili bulamıyordur. Yürürlükte olan Kadın prototipinin bütün özeti budur. Sen de yürürlükte olan ve tamamen “Kadın” bir yönetmen olarak, bu tip şeylerin çok ilginç olduğunu zannediyorsun. 


Sanma ki sana kötü film yaptığın için kızıyorum. Sana çok güzel bir filmi saçma sapan başlıklarla bok ettiğin için kızıyorum. (Bu kısmı filmin tamamını izledikten sonra yazdım)

Stephen Rea


Sen, Urszula,  erkeğe yakıştırılan “yürütücü” rolünün “yürütülen” tarafındaki Kadın rolünü bulup kodlamışsın kendine. Kızdığım şey dönen dümenin farkında olmayışın. Artık sevgili Urszula, Kadın ve Erkek denen şey homojenleşiyor. Ne evin direği, kadının sahibi erkek var ne de kocasını dinleyen ve susan kadın. Bak mesela bizim ülkeye, kadın cinayetleri yüzde bilmem kaç bin arttı. Bunu ne şekilde söylersem söyleyeyim yanlış anlaşılacak biliyorum ama ben bu cinayetlerin olayların akışına baktığımızda gayet olağan şeyler olduğunu düşünüyorum. Özgür siyasetin ancak özgür ilişkiler sayesinde oluşabildiğini dünya 68’de biz ise daha yeni anlıyoruz. Kadınlar özgürleşene kadar bu cinayetler sürecektir. Ama gelişme de sürecektir. Ta ki kadınlar özgürleşene kadar. Ondan sonra da Kadın – Erkek – Eşcinsel ve diğerleri, yani hepimiz, asıl meselenin özgürlük olmadığını anlayacağız.



İşte tüm bunlar olup biterken sen hâlâ “Kadınsı” meseleler ile uğraşarak gayet ilkel bir feminizm modeli uyguluyorsun. Asıl meselenin Erkekteki kadınsılık ve kadındaki erkeksilik ve hepsinin homojenleşmiş bir tanımı olan Eşcinsellik olduğunu göremiyorsun.  Mesela bir Chantal Akerman gibi her türlü cinslerarası pozisyonu aşmış bir “Kadın Yönetmen”i anlayamazsın sen. Ya da Shortbus gibi bir filmin önerdiği ve biraz da mizaha başvurarak önerdiği “Katılımcı Röntgencilik” de anlamlı gelmez sana. Hepsini boşverip, Nothing Personal’de müthiş performans aldığın Stephen Rea’nın harikalar yarattığı Crying Game filmini izle. Belki o zaman daha iyi anlarsın söylemek istediklerimi.


Sonradan Not: Biraz abarttım galiba lan. Bunları filmin ilk 10 dakikasının ardından bir sinirle yazdım. Film fena değil aslında. Ama filmin sonunda bir adet daha “Yalnızlık” bölümü vardı. Tutamadım kendimi. Bu filme bir de Urszula’dan bağımsız bir giriş yapmak şart oldu. Alındıysan pardon Urszula. Ve teşekkürler Ekvador.

Hiç yorum yok: