30 Haziran 2011 Perşembe

Geçen Yıl 50.Yıl Köşkü'nde.

2010, nasıl desek, hatırlanacak berbat bir yıldı. Akabinde gelen 2011 ise en azından şu ana kadar pek hatırlanacak bir yıl olmadı. Gerçi 2011’in ilk aylarında şahane filmler koymuştuk ama ne bileyim işte,tam giremedik sanki. Hatırlıyorum da ben 1999’a da girememiştim. O senenin sonunda herkes Fight Club konuşuyordu ve daha uzun bir süre konuşacaktı. 1998 ardında koca bir dünya kupası ve bir avuç güzel Avrupa filmi bırakmıştı. Ama 1999 işte,Almodovar Annem Hakkında Her Şey’i çekmişti, Tinto Brass da bir şeyler yapıyordu. Ama geçip gitmişti 1999. Böylece 1998’den 2000’e geçmiştim. 2000 ise 13 aylı bir yıldı.

Kanımca 2010-2011 gösterimlerimizin yıldızı Fassbinder idi. 2 adet filmini ve 1 adet senaryosundan uyarlanan filmi göstererek onu yeterince ve güzelce andık. Bunun dışında Truffaut,Godard,Ming-Liang,Kar Wai,Yılmaz Güney,Jarmusch, Hartley, gibi yönetmenlerin filmlerini göstererek ve bir adet unutulmaz Bruce Lee filmi koyarak ne kadar geniş bir mezhebimiz olduğunu cümle aleme göstermiş olduk.

Her ne kadar şu mecrada,”çizgi kırmak” “Godard’a girmek” “klişeden kaçmak” gibi alanlara yönelsek de biz de sıradan cumhuriyet vatandaşlarıyız,ne çime basarız ne atamıza saygısızlık ederiz ne de oy vermeyerek vatandaşlık görevimizi ihmal etmek gibi bir densizlik yaparız. Ve tüm bunlar hamurumuza işlediğine göre tabii ki ve doğal olarak klişe insanlarız. Yapacak bir şey yok. Biz de fazla klişeden kimseye zeval gelmez düsturu ile,sinema ve eleştiri dünyasının en sevdiği şey olan “en iyiler” “en kötüler” “en tartışmalılar” gibi “en”leri oylamaya ve bir liste yapmaya karar verdik (Dümdüz bir yol gibiyiz). Yaklaşık 1980 kişiden aldığımız oyları sınıflandırdık,kategorilere ayırdık ve inanılmaz bir “En Listesi” oluşturduk.


Bunu da buradan böylece yüce halkımıza deklare ederken,ileriki kuşaklara güzel bir armağan olarak bırakacağımız bu ülkeyi severek sevmeye devam edeceğimizi,İzmir’den,yeşillik ve midye kenti olan bu şirin cumhuriyet bölgesinden, kıvançla duyurmayı kendimize ve halkımıza bir borç telakki ederiz. Şöyle :





Yılın En İyi Filmi : 13 Aylı Bir Yılda (Fassbinder) (1100 oy + Ben)


Yılın En Tartışılan Filmi : Daire (Panahi) (1980 oyun tümü + Köşk çalışanları)


Yılın En Güldüren Filmi ( Shaun Of The Dead) (Edgar Wright ) (800 oy + Uğur’un eline veren adam,şapkalıydı,eline verdi,gezdirdi,bu olay olmasa oyların tümünü alırdı bu film.)


Yılın En Salondan Kaçırtan Filmi : Film Sosyalizm (Godard) (1700 oy. Fazla söze gerek yok)


Yılın En Erotik Filmi : Barbarella. (1265 oy- “lan olum kadın filmin yarısında çıplaktı”)


Yılın En Rahatsız Edici Filmi : Sitcom ve Antichrist (500+500 eşit oy)


Yılın En Aşk Filmi :Aşk Zamanı (Kar-Wai) (1200 oy + Müziği yeter)


Yılın En Absürt Filmi : Uçan Daireler İstanbul’da (1400 oy + Dansöz)


Yılın En Queer Filmi : Kızgın Taşlara Düşen Su Damlaları (Ozon) (1074 oy + “Porno bu”)


Yılın En Yazısı : Uğur E. Carlos Reygadas Ve Gerçek Orada Bir Yerde.


Yılın Kahvesi : Maria Braun’un Evliliği gösteriminden evvel benim yaptığım kahve. (Ben içtim zaten.)


Yılın En Çok Seyirci Toplayan Filmi : Zelig (Allen) (68 kişi)


Yılın En Az Seyirci Toplayan Filmi : Rumba (3 kişi)


Yılın En İyi Sunumu : Film Sosyalizm (Murat G. – Avangardın Sonu?)


Yılın En Kötü Sunumu : Trust (Uğur E. -. “Bir de şu filmi var,ondan önce bir de şu filmi var,şunu anlatıyor.”)



Yılın Cümlesi : “Estağfurullah efendim,siz kendiniz de izlersiniz” (Murat G.-2010)


Yılın Seyircisi : Doruk Serin




Haydi gidip denize girin şimdi. Ya da şnorkel ve gözlük ile dalın. “Denizin altında ilginç olan ne var ki?