3 Ağustos 2011 Çarşamba

Hüzün İçin Birkaç Kare

Bir filmde hüzün karesi yaratmak neredeyse elzemdir. İşin ciddi tarafı belirtilmek istendiğinde ya da ciddi birşey gösterilmek ya da söylenmek istendiğinde başvurulan şey nedense hüzündür. Bunun sebebini bilmiyorum. Yani ciddi bir sahne ya da duygusal bir sahne çekilmek istendiğinde neden hüzünlü birşey yaratılması gerektiğini bilmiyorum.

Fakat büyük filmlerde hüzün gösterilmez. Ya da gösterilmek için özel bir çaba sarf edilmez. Çünkü hüzün "zaten orada" olandır.Onu görebilmek yeterlidir. Üstüne yeni birşey eklenmesine gerek duyulmaz. Olduğu hali yeterlidir.


Özellikle hüzünlü ya da duygusal birşey yapmaya çalışan yönetmen ya para avcısıdır ya da yetenekten yoksundur. Hollywood sineması birkaç istisna dışında bu temeller üzerine kurulmuştur. Aşkı göstermek istediğinde bakışları ve duygusal müziği kullanır. Hüzünlü ya da komik birşeyi göstermek istediğinde hemen bir "eyleme" başvurur. Bu eylem bazen bir osuruktur bazen de gözyaşı.


Ama hüzün "zaten orada" olmasına rağmen gösterilmesi en zor şeydir. O yüzden kolaycılığa kaçıp derin bir bakışa,gözyaşlarına ya da iki elin birbirinden ayrılması gibi durumlara sokularak bir kalıp haline getirilmiştir. Ve bu durum gündelik hayattan sıyrılıp "gerçek" hayata da sirayet etmiştir. Hüznü yaşamanın belirli yöntemleri icat edilmiştir. Şarkı dinleyerek hüzünlenmek,içerek hüzünlenmek,bir aşk filmini izleyerek hüzünlenmek vs. Yaşamlarımız da bu kalıpların içinde belirli hareket ve imajların bir tezahürü haline gelmiştir. "Kolaycılık" demiştik "buraların en önemli teori sistemidir"


Şimdi bana göre şu alttaki iki kare hüzünlüdür. Bu hüzün denen şeyin bakanın algısına göre değiştiği gibi bir anlama gelmez. Bu şey ben bakmasam da hüzünlü olacaktı sanırım.







Evet böyle. Hüzün gösterilmek istendiğinde illa bir özneye başvurulması gerektiğine dair genel bir önkabul var. Hüzün insana ait bir şey olarak kabul görülür. Zavallı durumda bir hayvanın gösterilmesi bile insani duyguların bir tezahürü olarak yansıtılır. Yani insana hüzünlü gelen,insani olan bir duygunun bir başka canlıya tahakküm edilmesi. Zavallı ayı ya da şirin kedi vs.


Kısacası hüzünlü olmaya çalışmayan birşey genelde hüzünlüdür. Bu bir film, bir insan,bir resim,bir ev vs. her şey olabilir. Ve bu hüzün bir özneden bağımsız,dışarıya kapalı bir hüzündür. Bir çokluk içinde yayılır. Görebilmek bir tür benzerlik üretimi, bir haline geliş ile mümkün olabilir.










Hiç yorum yok: