20 Aralık 2013 Cuma

Kinema Haber Güm (1) - Sen Ne Güzel Ekipsin Urban Olduğum




Paris’te bir takım adamlar tuhaf şeyler yapıyorlar.

Aslında bunu uzun süredir yapıyorlar da yeni yeni popüler olmaya başladılar. 30 kişi ile yola çıkan “Urban Experiment” adındaki sanat eserlerini koruma timi yaklaşık bir yıllık çalışmanın ardından Paris Belediyesinin bodrumunda bulunan “Paris Yeraltı Haritası”nı çaldıklarında ilk büyük eylemlerini de gerçekleştirmiş oldular.

Bu eylemin ardından Urban ekibi, Paris’in bütün yeraltı kanallarını, bölgelerini teker teker ele geçirip orada çeşitli etkinlikler yapmaya başladılar. Yaptıkları eylemlerden biri de “Yeraltı Film Gösterimleri” adını taşıyor. Herhalde adının hakkını veren tek oluşum olan “Yeraltı Film Gösterimleri” Urban üyelerinin film üzerine konuşması ardından da bütün teçhizatı toplayıp ortalıktan kaybolmasıyla sona eriyor.




Urban’ın “Koruyucu Tim” özelliği ise çeşitli sanat eserlerini müzelerden çalıp, yeraltında onardıktan sonra tekrar yerine koymasıyla gerçekleşiyor. Aralarında paha biçilmez tabloların da bulunduğu bazı eserleri (Rembrandt ya da Schiele eserleri de bunlara dâhil) yine yeraltından bir şekilde girdikleri müzelerden çalıyorlar, daha sonra birkaç hafta boyunca bu eserlere gerekli onarım ve restorasyonu yaptıktan sonra geri yerine koyuyorlar.

Urban’ın asıl amacı bu eserlerin bulunduğu müzelerin güvenlik zafiyetini gündeme getirmek. Bazen girdikleri müze ya da sanat evlerine güvenliği nasıl daha sıkı hale getireceklerine dair öneri yazıları bırakıyorlar. Grubun bazı üyeleri bu eylemler sırasında gözaltına alınmış olsa da, ortaya çıkan popülerlik ve ekibe duyulan saygı ve sevginin de etkisiyle hiçbir gözaltı hukuki bir boyuta taşınmamış.

Restore edilen bazı eserler


Kimilerine göre “elit sanat sevicileri” olan, kimilerine göre de 21. yüzyılın gizli sanat kahramanları olan Urban üyeleri bugün eskiye nazaran daha az eylemde bulunsalar da çok özel bir konumda bulunmaya devam ediyorlar.


Yaratıcı eylem biçimleri üzerine yeniden düşünmeye sevk eden bu oluşum bulundukları siyasi konjonktürde “cesur” davranabilme rahatlığına da sahipler (Yani, Demokratik ve Sanatsever Fransız toplumu “cesur” olmaya elverişli bir ülke yaratmıştır demek istiyorum). Ama benzer muasır medeniyet seviyesine henüz ulaşamamış ülkelerde (Örneğin Türkiye Muz Cumhuriyeti’nde) böyle bir tim olsaydı sonuçları ne olurdu o da ayrıca tartışılması gereken bir konu. Biz şimdilik Urban’ı uzaktan sevmeye devam edeceğiz gibi görünüyor.

Hiç yorum yok: