22 Şubat 2012 Çarşamba

Hayatta Olan Bazı Şeyler


İnsan Tyrannosaur’u izlerken ister istemez hep aynı şeyi söylüyor : Yahu bu Peter Mullan ne harika bir oyuncudur. Kimi Ken Loach filmlerinden aşina olabileceğiniz Mullan aynı zamanda benim pek sevmediğim Magdelana Rahibeleri adlı filmin de yönetmenidir. Film çekmene ne gerek var Peter sen oyna işte diyor insan.





Film baştan sona bir hüzün içinde akıyor. Şimdi bu hüzün üzerine birçok şey söyledik daha evvel ama kısaca hatırlatalım hüzün öyle bir durumdan ya da olaydan doğan bir sonuç değildir bizce. Tam aksine zaten-orada olan şeyin farkındalığıdır. Film işte bu “orada olan” üzerinden sakin sakin ilerliyor. “öyle olan” bir adamın hayatın içinde daha farklı bir durumda ve yine “öyle olan” bir kadınla karşılaşmasını ve olayların gelişmesini izliyoruz.



Hayatın içinde farklı durumlarda olan iki insanın hikâyesi. Bu kadar basit işte. Ama bir bu kadar da hüzünlü. Joseph’in (Mullan) çılgınca içip pub’dan çıkması ve ardından seslenen arkadaşına kıçını açtıktan sonra “Freedom” diye bağırıp Brave Heart’a pandikli bir selam çakması bu “zaten-orada” olan hüzne güzel bir örnek oluşturuyor.






Sürekli içen ve öfkesini kontrol etmek konusunda zorlanan Joseph’in sonunda yılıp bir butiğe girmesi ve kendini elbiselerin arasına saklamaya çalışması da bir başka hüzünlü durum örneği olarak verilebilir. Kocasından yana dertli olan Hannah’ın çaresizlikten tanrıya sığınması ama ondan beklediği yanıtı alamayınca Joseph’e gitmesi filmin genel akışını oluştursa film bu yukarıda andığım detay-sahneler ile gösterdiğinden daha fazlasına sahip olduğunu sezdiriyor.


Şimdi bu öyle bir film ki bir öğleden sonra oturup,kafanız karışıkken izlerseniz “meeh” diye kalkıp gidebilirsiniz. Sanırım filmi sevmek için de aynı filmdeki karakterler gibi “belirli bir durumda” olmanız gerekiyor. Bu şansa kalmış bir şey elbette. Ama denk bir ruh haline sahipken izlediğinizde Joseph ve Hannah size unutulmayacak bazı anlar bırakabilir.


İmajın İşlevi, Görüntünün Gerçekliği ve Gerçekliğin Yansımasının Sinemada Yarattığı İllüzyon gibi konular bu film için uygun değildir. Zira iki köpek katili Joseph müthiş İskoç aksanıyla size güzel bir “Fucking stupid” çekebilir. Sonuç olarak film size basitçe “İşte bunlar bu hayatta olan şeyler” diyor. Başka da bir iddiası yok. Öyle işte. Sadece öyle.

Hiç yorum yok: