19 Mart 2012 Pazartesi

Kuvvet Sineması ve Bresson İçin Kısa Bir Not

Bir kuvvet ile ilerliyen Sinema.


O kuvvet sunulan verileri reddederek çeşitli kazalarla ve dışarısı olmayan içlerle katıksız verilerin alanına ulaşır.

Burada ilk olarak temsil öncesi bir konumu kendine yurt edinir. Her şeyin, kırık çizgilerin ve kazaların rastlantısına bırakıldığı bu alanda özne ve nesne karşıtlığı da ortadan kalkar.

Bu yurtluğun Sinema’daki kurucu aktörü Yönetmendir.


Öncelikle belirli bir imgeye tekabül eden,bir şeyler “adına” konuşan Sinemayı, kazalar yoluyla geçersiz hale getirir. Devamlılığın sağlanması tekilliklerin serbest düşüşü ile sağlanır. Bu düşüşte birey aralık olarak bir başka bireyden çok sürüklenen bir toprak parçasına daha yakındır. Süreç sınır olarak Yeni’nin sürekliliğidir.


Kuvvetin güç aldığı ilişki biçimi bağlantısızdır. Bağ kurduğu başka kavramlar olsa da bu enformasyon üzerinden şekillenen ilişkiye benzemez. Başka tür bir ilişki kurmanın yolu ise kesintiden kurtulmaktır. Özellikle arzudaki kesinti en büyük felakettir. Kuvvet’in oluşturduğu alan bu kesintiden kurtuluş alanıdır. Kurulan ilk ilişki ise Kuvvet – Ritim ilişkisidir.


Kuvvet –Ritim ilişkisinin kuruluşu ise Hareketli-Kavram’lar yoluyla başlatılır.


Hareketli-Kavram’ların özelliği doğru ya da yanlış bir İmajı değil sadece imajları yansıtmasıdır. Doğru İmaj her zaman egemen anlamlara ya da buyruk cümlelerine uygun olan  İmaj’dır. Her zaman bir şeyleri doğrulayan İmaj gerçek bile olsa yenilikçi gücünü kaybetmiştir. Kuvvet-Ritim, İmaj’ın, Hareketli – Kavram’lar aracılığıyla kaçırılması, özgürleşmesidir.
………………………………………………………………………………………………..


Robert Bresson’un Mouchette (1967) filmini ele alalım. Film Mouchette’in annesinin şu sözleriyle başlar “Bensiz ne yapacaklar? Göğsüm öyle ağrıyor ki sanki içinde koca bir kaya var.” Sonra bir dizi olay gösterilir seyirciye. Mouchette’in okuldaki durumları,çevresiyle olan durumları sırayla gösterilir. Mouchette’nin bir cinayete tanık olması ve katile aşık olmasıyla durumlar başka bir alana hareket eder.




Mouchette’in film içindeki hareketi hiçbir temsile uymaz. Mouchette iyi ya da kötünün ya da bir başka verinin uygulanışı değil sadece İmaj’dır. Bir aracı olarak Bresson’un masumiyeti kavramlaştırma biçimidir. Ama bir masumiyet imgesi değildir.


 Mouchette bir film karakteri olarak bir kavrama aracılık etmiştir. Onu görünür kılmıştır. Onun film içindeki serbest düşüşü filmin sonunda cisimleşmiştir. Bir imleyen olmadan, görünemez için ya da duyulamaz için harekete geçen sinema Bresson’da tam karşılığını bulur.




Ama “için” gösterilen (adına değil “için”) Masumiyet  Mouchette karakterinin dışında bir yerde daha göze çarpar. Mouchette’nin nehre “düşüş”ünden  önce  üç tane avcı bir tavşana çok kez ateş ederler. Tavşan sonunda vurulur ve can çekiştikten sonra ölür. Bu basit bir hizaya getirme durumu değildir. Mouchette ile tavşan aynı düzlemde buluşmuştur evet ama aralarındaki ilişki bağlantısızdır. Manipülasyona açık değildir. Buluşma konumları bir Hayvan – İnsan ilişkisi içinde değil, her ikisini de kapsayan tekillikler içinde gerçekleşmiştir.






Bresson her şeyden önce bir kavram yaratıcısıdır. Düşüncenin sürekliliğini sağlayarak önce İmajlaştırmış daha sonra ise kavramlaştırılmış İmaj’a hareket kazandırmıştır. İmaj’ı bir temsiliyetten kurtararak da onun serbest dolaşımını sağlamıştır.




Hiç yorum yok: